5 Nisan 2007 Perşembe

Domates tohumunu alıp, fide haline getirip, başta sera üreticilerine satan bir firmanın yetkilisi olarak sizlere kendi öz malımız zannettiğimiz domatesteki dışa, dolayısıyla dövize bağımlığımızın hikayesini anlatmak isterim.

Domates tohumunu İsrail ya da Hollandalı firmalardan döviz bazında satın alarak işe başlarız. Bu tohumu ekebilmek için gerekli makineyi İspanya'dan ithal etmişiz. (Conic Sytem'den). Tohumun ekileceği harç olan Torf'u Kuzeyden, Baltık Cumhuriyetleri' nden ithal ederiz, Torf'un içine koyacağımız harçlardan biri olan Vermikulit, Güney Afrika'dan ithal edilip ülkemize İsrail üstünden getirilir. Bu harçları içine koyacağımız straforun plastik hammadesi dışardan ithal edilir. Tohum ekilip fide olurken gerekli gübre ve zirai ilaç yurtdışından ithal gelir. Isıtmak için kullandığımız LPG yine öyle, en sonunda hazır hale gelen fideyi kutulayacağımız kutu hammaddesini de International Paper'den aldığımızı görürsünüz; daha domatesin fide aşamasındaki durumu budur.

Belki daha unuttuklarımız da olabilir. Seraya aktarılıp dikilen domates fideleri topraksız kültürde yetişecekse toprak niyetine kullanılan yataklar da Hollanda'dan ithal edilir. Sera konstrüksiyonları (çelik sera demirleri) dışardan ithal edilir, üstüne çekilen plastik de öyle. Yerli üretilse bile içine katılan UHD katkı maddesi İsviçre'den getirilir. Tozlama için gerekli Bambus Arıları Hollanda'dan alınır. Gübreleme ve sulama için ekipmanlar İsrail, Fransa ve Danimarka gibi ülkelerden ithal edilir. İlaçlar Syngenta, Bayer, BASF Sumitome gibi dünya ilaç devlerinden alınır. Isıtma için kömür Rusya'dan gelir, taşıma için ambalaj ve petrol veya araçları saymayalım. Toprak yerine yetiştirme ortamı (topraksız kültür) olarak "Kaya yünü" kullanılırsa bu da dışardan geliyor. Geriye işçilik kalıyor, korkarım onu da bir gün ithal edeceğiz.

Basit bir domatesin büyük şehirlere gelene kadar geçen 120 günlük hikayesinin arkası böyledir.


Dikkat edin uzay aracı üretmiyoruz, basit öz malımız sandığımız, ülkemiz toprağında domatesi üretiyoruz. Bu, dünya ekonomilerinin mal üretiminde ne kadar birbirine entegre olduğunu gösteriyor. Kendisini içe kapatan bir ekonominin en basit domatesi bile üretemeyeceğini söyleyebiliriz.

İhraç ettiğimiz mallar içinde yerli katkı payı oranını yükseltmek için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Domates bile olsa.....

Antalya İhracatçılar Birliği-Yönetim Kurulu Üyesi - Ziraat Mühendisi C.Ö.

(Bu yazı Bilge Ölmez tarafından iletilmiştir)

Hiç yorum yok: